30 Temmuz 2015 Perşembe

Papatya

İnsanın bazen çocuk olası geliyor
Üstelik gündem bu kadar kötüyken, insanlar akıl almaz şeyler yapıyorken!
Bazen kürek çekmekten yoruluyor insan ve 'başlarım akıntıya' diyip kürekleri bıraksam mı diyor?
'Hem belki o zaman yeniden çocuk olurum' diye geçiriyor içinden
Çocuk kalmak tek çözümü sanırım tüm affedilişlerin
Yapılan hataların tek bir özürle, tek bir öpücükle ortadan kalktığı dünya, çocukların dünyası
İnsan büyüyünce affedemiyor yaşanan vahşeti, akıl almayan sevgisizlikleri
Ama nedeni var sevgisizliğin!
Her çocuk sevgiyle doğmalı hayata,
Hep denir ya 'herkes şanslı doğmuyor'diye
İlk önce bunun çözümü bulunmalı!
İşte ben tüm doğum günlerim sonrasında böyle  hüzünlenirim
Mutluluk, herkes mutlu olunca tam olarak yaşanılan bir duygu diyenlerdenim
Beni mutlu edenlerim var
Küçüklüğümden beri bana papatya diyenlerim var
Kaç yaşıma gelirsem geleyim beni çocukluğuma götürenlerim var
Çocuk gibi o anı, o mutluluğu yaşamamı sağlayanlarım var, çok şükür...
İşte bu yüzden
Her çocuk şanslı doğsun dedim mumumu üflerken
Belki çocukların dünyasına dönüşür Dünya
Belki büyür papatyalar kırılmadan, ezilmeden, boylu boyunca....

Dün bir yaşıma daha girdim sevgili okur. Senden saklayacak değilim şunun şurasında kaç yıllık hukukumuz var:) Tam 33 yaşındayım artık. 30 nasıl bir yaş derken çoktan üzerine 3 yaş daha ekledik bile. Tüm gün toplantı yaptık iş yerinde. Hatta toplantıların en streslisi en önemlisi ben de toplantının en gevezesiydim. Konu mali işler, rakamlar, yarı yıl değerlendirmeler 2. yarı yıl kararlar falan. İçimiz şişti diyebilirim, sanırım biraz iç şişirdim. Ve ilk kez aklımdan bir pasta olsa da bir mum üflesem de bir dilek dilesem de şöyle bir rahatlasak diye geçirdim:):) Sanki mum üflemeden dilek dilenmiyor! Misal içimden geçirdiğim olduğuna göre demek ki yürekten istenen her şey kabul oluyor:):)

Ne diyorduk içimizi rakamlarla analizlerle grafiklerle şişirdikten sonra (çok pis grafik hazırlarım hahah) akşam oldu. Yavaş yavaş anladım ki dünyadaki en büyük şansım olan kocamla birşeyler yapacağız. Sonra bir baktım tek olmayacağız benim çocukluk kahramanım ablam da ve onun dünya neşesi eşi Çağrı'm da bizimle olacak. Eh bebelerde bizimle olacakkk, değmeyin keyfime. Ama içimden ne yalan söyleyeyim 'keşke gelse' dediklerimi de geçirdim. Sonra eve uğrayıp minikleri aldıktan sonra yola koyulduk tekrar işe geldik. İşe yaklaşırken balonlar görüyordum. Uçan balonlar...

Uçan balon severim ben çünkü onun içinde özgür bir ruh var tam istekli tutmazsan uçaaaar gider. Kıymetini yanındayken bilmen gerekir yani:P 

Beklemediğim bir topluluk beklemediğim bir doğum günü kutlaması hazırlanmıştı. Biliyorum her şey güzel kafalı ablamın başının altından çıkıyordu. Öyle olmasa başlık içerisinde neden papatya geçsindi:)
(Benim bir diğer adım papatya aramıza yeni katılan sevgili okur:) Kimliğimde yazmaz ama aile içinde papatya da denir bana. Sen de diyebilirsin ara ara:) )

Muhteşem bir sofra ve pıt pıt gelen sevdiklerim...
Tuzda balık yapmış Fit şefim, enfes mezeler hazırlamış Fitiz Diet Mutfak ekibim. Tatlı bir müzik fondan, tatlı tatlı kartlar bakıyor köşeden kenardan.
Ben bilmeden, fark etmeden hazırlamışlar her şeyi.
Ablam!! O hiç atlamaz doğum günlerini
Doğmuşsun ya bu kutlanacak bir şeydir onun için ve konu yaş almak, yaşlanmak falan da değildir. Aslında katılıyorum; doğmak da büyümek de kutlanası bir başarı örneği...

Lafı uzattım biliyorum ama instagramda dediğim gibi burdan köye yol olmasa da kocaman bir post olacak kadar söyleyeceklerim var.
Yanımda olan, olmak isteyen, gülüşümü seven, anneliğimi takdir eden,öpen, sarılan, bana güzel enerjisini yollayıp enerjime enerji katan yani kürekleri tekrar elime verenlerim, beni geçin de iyi ki siz varsınız...
İyi ki doğdum ve ablamın kardeşi, eşimin eşi, bebeğimin annesi, yeğenimin teyzesi, kardeşimin ablası, sevdiklerimin papatyası oldum.

Hadi bugün benim için GÜLİZ AYLA'dan OLMAZSAN OLMAZ'ı dinleyin ve sevdiklerinize, sevebildiğinize şükredin.
Çünkü hayatın gerisi teferruat
Ve bir gün bu Dünya'yı sadece sevgi kurtaracak...
Not: Fotoğraflar telefon çekimi artık idare edersiniz benim için, neticede doğum günüm:)




Sol üst köşedeki sarı kafamı görebiliyoruz değil mi? Görüyorsak sıkıntı yok devam edebiliriz:):)
Aşığım balonlara bakışına:)
Çocukluk kahramanım, hayal dünyamın eşsiz prensesi, ablası, minik annesi....


Benim bu konudaki tam tersim fotoğraf çekilmeyi hiç sevmeyen ama Dünya'da tatlılıkta eşi benzeri olmayan bir kocam var:)


Öyle bir dostum var ki ondan bir tane daha yok:)
Hayatımın çifti:)
Senin yaptığın tasarımların şirinliğine bayılıyorum canım Özgem:)

Biricik Nanamız:) Aramızda olmasını çok istediğim Vesilemiz için bu kare...
Dünya'nın en güler yüzlü en tatlı en özenli personeli, diyetisyeni olma ünvanını sana veriyoruz Tuğçe'cim. Çok seviyorum seni çok:)
Ve Çağrı'm, poz verdiğinde yeri göğü sarsan, kameraları çatlatanım:)
Biricik sarı kafamız Duygu,eski yaşım seni yeniden aramıza kattı:) Bu arada Kenan fotoğrafın çok kötü çıkmış o denli yakışıklı olup da kötü poz verdiğin için seni aramıza alamıyorum:) Cezalısın:P
Çılgın Fit şefim, eli lezzetlim, lezzet mucitim:) Her şey yine harikaydı sana ve tüm Fitiz Diet Mutfak ekibine bayılıyorum:)
Organizasyon canavarım Rana'cım:)
Mira'dan sonra en sevdiğim yanaklım:)
 Bu iki bıdıkla iyi ki önceden bir fotoğraf çekinmişiz çünkü gece gece bizimle oturmayıp parka gitmeyi tercih ettiler yurgagül teyzeleriyle:):) Ve bizde Yurgagül (Yurdagül) Hanım sayesinde çok güzel vakit geçirdik. İyi ki varsınız Yurgagül teyzemiz:)




Bana teyze demeyip papatya gibisin dediler:):):) Bu kadar gülmeyip de ne yapabilirim:)
Hepinizi sever, sarılır sonra da işimin başına dönerim:)




Tulum: Polo Garage (Yeni sezon) canım ablamın hediyesi
Espadril: Mudo Consept
Aksesuarlar: H&M (Canım kardeşim Uğur'un hediyesi)
Yer: Fitiz Diet Mutfak (tuzda balık dahil her şey harikaydı acaba Balık lokantası da mı açsanız:)






27 Temmuz 2015 Pazartesi

mısır

Merhaba Pazartesi'ciler
Nasılsınız?
fazla zamanınızı almadan geçen gün çekimini yaptığımız kombini bırakıp çıkacağım:) Maksat bloğa uğramak ilham yaratmak olsun;)
 Üzerimde bir etek göreceksiniz. Bu etek, dolabımdan ayıramadığım, yaklaşık 10 yıl önce bir butikten alıp, çok nadir giyindiğim ama çok sevdiğim bir etek. İşte o etek bana niyeyse Mısır'ı hatırlatıyor. Hayır, Mısır'a da henüz gitmedim ki kendisiyle bir anım olsun! 
Eteğe şöyle dikkatlice bakınca ki bakın lütfen, Mısır'la alakası da yok. Ama neden, niye bu çağrışımı yapıyor inanın bilmiyorum:)
Hani birini bir tanıdığınıza benzetirsiniz ama aslında hiç benzemiyordur ya o tip bir durum:)
İşte sırf bu yaşadığım durumu size anlatmak, anlatıp rahatlamak, problemime bir çare aramak için bu etekle bir kombin yaptım! 
Şaka bir yana kıyafetlerin yalnızca sevdiğimiz için ya da bir şeyleri hatırlattığı(ki bu Mısır bile olabilir) için dolabımızda yer kaplamalarına izin vermeyelim. Bırakın bir kombinde hayat bulsunlar. Bulamıyorlarsa bizden uzak, başka birine yakın olsunlar:)

Mutlu haftalar






Gömlek: Zara Man
Etek: Karum'da bir butikten (bundan 10 yıl öncesinden bahsediyorum)
Gözlük : Burberry








20 Temmuz 2015 Pazartesi

Hafif giyim!

Merhabalar harika bir bayramın ardından nasılsınız?
bugün size hafif giyimden bahsedeceğim hani şu üzerimize giyindiğimiz kıyafetle tartıya çıksak max 200-300 gr fark yaratacak olanlardan!!!
Malum yaz mevsimindeyiz ve büyük bir merakla beklediğimiz sıcaklarla karşı karşıyayız. Ne giyinsek ağır geliyor neyse ki tekstil sektörü de konuyu önemsiyor ve elinden gelen seçeneklerin tümünü bizlere sunuyor. Bu seçeneklerden en bilineni KETEN!
 Misal ben keten kumaşı top haldeyken ve askıda dururken çok severim.İnanılmaz şahane bir dokuma. Ama gelin görün ki kırışıyor. Evden jilet gibi çıkıyor buruşturulmuş kağıt topu gibi geri geliyorsunuz. Sanki boyunuz uzamış da üzerinizdeki tüm kıyafetler bedeninize küçük gelmişcesine :):) Hatta buruşmak için akşamı beklemeye dahi gerek yok oturup kalkmanız, arkanıza yaslanmanız yetiyor!
Geçen gün inanılmaz büyük konuştum yine.Evet arada fark etmeden de olsa büyük konuşurum!!! Bir eğleniyorum keten pantolonlarla bir görseniz beni bu denli neşelendiren konuyu merak eder sorardınız:):) Neymiş efendim hiç keten pantolon almazmışım, neymiş topuk hizasında olan bile oturup kalkınca kapriye dönüşürmüş falanlar filanlar...
 Ama ben ne yaptım? Bir gün program çekiminden dönerken üzerimdeki etekle rahat edemeyip gördüğüm ilk mağazaya girdim. Ve o kadar kıyafetin içinden keten pantolon seçip, üstelik orada beğenip aldım. Aldığım kıyafeti de giyinmezsem kendime hakaret sayıyorum iyi mi? Neymiş kendi seçimime saygı duymalıyım falan.O yüzden de nihayet o günden beri hiç giyinmediğim bu pantolonu sonunda giyindim.
Kendisiyle yine sıcak bir Cuma gününde hafif bir kombin yaptım!!!
Evet bunu yaptım:)
Beğenildi diye de üstüne bir de post yaptım:)

Hep kötü yanlarına dem vurduğum bu kumaş; bir hafif, bir serin ki sormayın. Üstelik aktif yaşam dostu! Tıpkı tayt gibi:) Oturmak aklınızın ucuna bile gelmiyor:)
İnsanı aktif olmaya iten, kırışmasın diye sürekli ayakta tutan bir kumaş türümüz kendisi. Yani üzerimizde emeği çok!!!
Sonuç olarak;
Gün; çok mu sıcak, siz çok mu koşturacaksınız o zaman kumaşınız keten!!! (Bunu önereceğimi hiç düşünmemiştim hahaha)
Fotoğraflar sevgili Elvan Odabaşı Kanar tarafından kombinin çok hafif bulunmasıyla çekilmiştir. Kendisi diyetisyen ya konunun önemi büyük:) 'Tartıda en az fark yaratanlar' olarak bugün gündemimize keteni alıyor, hepinize bir tutam turuncu servis ediyoruz.
Stil tüyosu: Halka küpelerinize beğendiğiniz bir taşı geçirerek tek olarak takabilirsiniz. Bence şahane oluyorlar;)
Mutlu pazartesiler








Farkındaysanız boydan tek fotoğrafım var çünkü pantolon bir süre sonra kısala kısala kendini imha etti :):)

Keten pantolon: Benetton(Yeni sezon)
Bluz: Park Bravo
Terlik: Birken Stock

14 Temmuz 2015 Salı

Tatil - Holiday

Tatil!!
uzunu da kısası da güzel ama en güzeli; uyumlu kafaların aniden, hop diye karar verip birlikte yaptığı sanırım. 
Tamam!
'Sanırım' kısmı biraz fazla oldu. Çünkü gerçekten harikaydı. 
Bazen rüya diye düşünmedik değil:)

'İnsan arkadaşını ya tatilde ya yolculukta tanırmış' denir ya. İşte öyle...
 Seviyorken biraz daha sevmek bu olsa gerek.
Tanıyorken biraz daha tanımak yine bu olsa gerek.
Yıllardır hep iş için bir araya geldik. 
Hayaller peşinde koştuk durduk.
Hayallerimizi yan yana değilsek -ki genelde olamıyorduk- maillerle birbirimize anlattık.Kocaman insanlardık ama bir işe girişmeden emin olmak için birbirimizin fikrini aldık.
Tüm bunları son birkaç yıl içinde yaptık.
Rüyalar gördük. 
Rüyalarda denizler gördük,
Balıklar, gemiler...
Güzel şeyler olacaktı,
Güzel şeyler...
Bir gün aynı denize birlikte bakacaktık...

Birlikte baktık.
Balık bile gördük...
Gördüğümüz ilk balık da Mira'ydı:)  

Biz bu yıl Mira'nın da 3. yaşına denk gelen bir tatil yaptık. Özel olarak planlanmış hiç bir şey yoktu. Tatile çıkmadan 3-4 gün önce gideceğimiz yere karar verdik. Rota belirlendi, Çeşme.İşten eve geldiğimizde bavul hazır değildi. Hatta bir şey daha paylaşabilirim; ortada bavul bile yoktu! Gidip hemen aldık:) Sanırım o gün iki buçuk gibi uyuduk. Sabah yola çıktık. En son balayımızı yaptığımız yere Çeşme'ye doğru yol aldık.
Tatil arkadaşlarımız bizi bekliyordu, heyecan doruktaydı:)

Çeşme'nin bende özel bir yeri var. Çocukluğumda geçirdiğim çok çok güzel anılar var orada. Küçükken bana kocaman gelen teyzemin evinin önünden geçmek, camlarına yapışıp kaldığım gümüş dükkanlarına tekrar bakmak ve hatıra birkaç şey almak, kızımızı -küçükken yine bana kocaman gelen- o minik çeşme sokaklarında gezdirmek şahaneydi. 
Evet çeşme serindi, denizi dalgalıydı ama her şey harikaydı. 

Kumru yedik Şevki'de, dondurma yedik serince...
Hep derim gittiğin yerden ziyade oraya kimlerle gittiğin ne yaşadığın önemli. 
Çok, çok güzel geçti...

Evet açıklıyorum; tatile, belki de herkesin birlikte tatil yapmayı isteyeceği bir çiftle gittik. Aylin Çifçi ve Kadir Söylemez. 
Biliyor musunuz biz birlikte yan yana ayaklarımızı uzatacağımızı hiç düşünmezdik Aylin'le. Çünkü hep koştururduk çekimlerde:) Bu sefer Kadir'in ayağı mı uğurlu geldi bilemiyoruz ama ayaklarımızı da uzattık, havuza da atladık. 
İnsanın kendi çocuğunu sevmesi çok doğal ama bir başkasının, çocuğunu bu kadar sevdiğini görmesi çok garip ve çok güzel. Aylin ve Kadir Mira'yı o kadar seviyorlar ki bunu söylemeden de bize hissettirdiler.
Yoksa insan tatilinde neden bir başkasının çocuğunu bu kadar güzel çeksin ki? Neden onunla saatlerce ilgilensin ki? Neden sen yorulunca 'ben taşırım' desin ki! Değil mi?

İşte böyle
bilirsiniz çok sık yazmam ama başladığımda da susmam...
Fotoğraflar ve bizim için hazırlanmış tatil videosu Mira'nın 3 yaş hediyesi...
Daha güzeli olabilir mi?
Aylin, Kadir, Emrah, Mira hadi yine bir araya gelelim mi?

















 Hangimiz şu yanaklara bu şekilde davranmak istemedik ki hahaah:) Anlıyoruz seni Mira'cığım:)





 Deniz gören masum Ankara'lı:):)













 Evet her güzel şey çabuk bitiyor, o dudak da bunu ifade ediyor!
 Ekip alıp pılını pırtısını oteli terk ediyor!!!
Birlikte olan tek profesyonel çekilmiş fotoğrafımızın da yukarıdakinin oluşu çok sinir bozucu! Neyse buna da şükür.
Fotoğraflar: Aylin Çifçi & Kadir Söylemez
Otel: Boyalık Beach Resort Çeşme
Mira bluz: Koton
Mira alt bikini: Calzedonia
Mira terlik: Crocs
Mira Saç Bandı: Zara
Mira gözlük: Rayban
Stileo bikini: Adidas
Stileo Beyaz Bluz: Zara
Stileo kimono: Top Shop
Stileo saç bandı: Zara
Stileo Gözlük: Miu miu
Stileo Kolye: Atolye Modern
Emrah Pekiyi şort: Quik Silver
Emrah Pekiyi Tişört: Benetton
Emrah Pekiyi Şapka: H&M