27 Eylül 2013 Cuma

saks ve narçiçeği


 Gün geçmiyor ki size bir merhaba diyebilmek için çalışkanlığım hat safhaya ulaşmasın:)
Yani özetle diyorum ki benden yine bir post geliyor size. 
Üstelik çekimi dün yapıldı ve postu yazacak vakti bulamadığım için paylaşamadım.
 Dün Bilkent Center'ın davetlilerine mini bir sohbet eşliğinde en sağlıklı yaşatan püf noktalardan bahsetti Dyt. Elvan Odabaşı Kanar yani namı diğer ablam:) Şimdi belki beni yadırgayanlar çıkacak aranızdan ama ben bu kadına yani ablama bir kez daha hayran kaldım. Bir insan bu kadar mı konusuna hakim, şiir gibi konuşur ve kesinlikle anlattıklarını akılda kalıcı halde karşı tarafa aktarır. Bu zannediyorum ki doğal bir yetenek!!! Duyguyu, konunun önemini ben yazarak kişilere aktarabiliyorken o bunu konuşarak o kadar başarılı yapıyor ki etkilenmemek mümkün değil. Neyse lafı fazla uzatmadan ablama olan hayranlığımı içimde yaşatıp gelelim konumuza. Dün tabi ki bizi ağırlayanlar Bilkent Center ve pr işlerini yürüten MAG idi ama biz de kendilerini ağırladık diyebilirim. Dinleyiciler için Fitiz Diet Mutfağın mini kekleri formeo dosyalarının yanında yerlerini almışlardı.
Ben de ablamı dinlemek için katıldığım ve Formeo'yu temsilen gittiğim bu sohbet için ne giyinmeliyim diye bir gece önceden düşüncelere daldım. Baktım ki dolaptan saks mavisi bana göz kırpıyor onu alıp çıkardım arkadaşlarının arasından;) Kombinin kalanını ise sabaha bıraktım. Sabah ise üzerine bir çeket yanına şu çanta altına şu ayakkabı derken baktım hazırım.
Bu arada bir etkinlik yapsam mı diyorum Fitiz Diet Mutfak'ta. Ankara'lı bloggerları veya Ankara'ya gelebilecek olan bloggerları ağırlasak ve yine konuşsa Elvan Odabaşı Kanar hep konuşsa biz dinlesek, öğrensek, fitleşsek. Durmuyor bu beyin ne yapmalı:)
Peki tamam, ben bu konu üzerine yoğunlaşayım siz de bakın bakalım nasıl olmuşum ve fikriniz nedir blogger toplantısı ile ilgili?
E öpüyorum tabi ki hepinizi;)




Sevgiler benden
yani
elvinodabaşıpekiyiden
Elbise: Benetton
Ceket: Zara
Ayakkabı: Club Beymen
Saat: Burberry
Kolye: Mango
Yüzük: Elmas Acar hediyesi :):)


25 Eylül 2013 Çarşamba

çizgililer, griler...


Merhaba griler, merhaba sonbahar merhaba stileocular:)
'madem sonbahar kapıda bırakın sonu, uzun aralar bile vermeye gerek yok bloğa' diyor bugün de mini bir post paylaşıyorum. 
Sonbaharı sever misiniz bilmem ama benim sanırım en sevdiğim mevsim yaz. Bir kere hafif. Hiç bir ağırlık yok üzerinizde tabi nemin verdiği ağırlığı düşünmediğinizde. (Yazarın Ankara'da yaşadığını düşünürsek tuzu kuru olduğunu aklımıza hemen getirebiliriz. Nem de neymiş yahu?)
Sonbaharı sevdiren nedenler arasında; pek tabi sararıp düşen yapraklar ve doğadaki renk cümbüşü var ama sanırım kat kat kombin yapılabilmesi ve kombinleri kapatmak için bir kabana, mantoya ihtiyaç duyulmaması en cazip tarafı. En cool mevsim derim ben sonbahar için. Kimin tarzı var, kimin stili bir pıt önde fark edersiniz bu sararıp duran gri mevsimde. 
Hem o kadar da hakkını yemeyelim canıııım, kim sıcak günlerin ardından sizi delice ferahlatır ki.
İnce trikolar dolaplarda ön sıraları almışken, griler hafiften hafiften size göz kırparken ben artık direnmeyin derim. Bırakın kendinizi, giyin özlediğiniz kıyafetlerinizi. 
Seviyorum yahu hepinizi


Sevgiler benden
yani 
elvinodabaşıpekiyiden
Kalem etek: Roman
Triko: Gap Man
Gömlek: Beymen
Oxford: Nine West
Clutch: Accessorise
Saat: Cerruti
Kolye: Yargıcı

23 Eylül 2013 Pazartesi

Mintneon


Herkese selamlar, sevgiler, saygılar efenimmm
Nasılsınız, iyi misiniz?
Dönüşümün muhteşem olacağını falan düşünüyorsanız çok fena yanıldığınızı birazdan anlayacaksınız:)
Yaz geldi geçti ben hala bir park-bahçe çekimi yapamadım, kafamı ne işlerden ve ne de miramdan kaldıramadım. 
Yanarım yanarım gün geçer yanarım postsuz günlerimin hesabını kimlere sorarım...

Görüşemediğimiz süreçte neler mi oldu?
 Mira'cığım hastalandı(ama çok ciddi;40 derece ateş ve beraberinde gelen havale:( Hayatımın en kötü tecrübesini neyse ki yıldızıma bir şey olmadan atlattık. Ama bende sanırım kalıcı bir şeyler var, zaten var olan kaybetme korkuma ek olan korku gibi!!!
Bu kötü haberin dışında her şey yolunda, işler çok şükür tıkırında istenilen yoğunlukta, hayaller dilekler ise akın akın, sıra sıra:)
Bir de saçlarımın uçlarını açtırayım istedim ama kuaförümün ikna olmayışı nedeniyle çok az bir farkla, ve bugünkü fönsüz haliyle karşınızda. Neymiş saçımın rengi çok güzelmiş. He canım evet, çok sağol da...:P (şimdi kızacak bana) Neyse ilerleyen günlerde belki biraz daha biraz daha derken sarışın olabilirim;)
Bugün üzerimde renklerine ve desenine bayıldığım bir elbise ve ben burdayım pabuçlarım var. Evet ismi olsa sanırım bu olurdu. Bakar mısınız rengine sizce de mint olmaktan vazgeçmiş ve neon olmaya çalışan bir yeşil değil mi?
'Hava güzel, sağlık şahane gerçekten gerisi bahane...' diyor daha güzel bir saç, ojeli tırnaklar ve çantalı, trenchcoatlı tam tekmil kıyafetlerimle karşınızda olacağım günlere doğru yol alıyorum.









 Evet bazen çekimler eğlenceli geçiyor olabilir ve bu ilginç kareleri beraberinde getirebilir:)

Elimde göreceğiniz kartı çok sevdiğimiz birisi vermişti ablama. Üzerindeki tüm kelebekler gelsin ruhuma, ruhumuza;)


Sevgiler benden
yani
elvinodabaşıpekiyiden