15 Kasım 2013 Cuma

şapkasız...

Yar bana bir eğlence medetttt diye başlayasım geldi:)
Bazı günler kendimi hafiflikten uçacak gibi hissediyorum biliyor musunuz? Bazı günler ise ne olsa gülecekmişim gibi. Bence mutluluk gerçekten hafif bir his. Mesela öfkelenmek, kızgın olmak ya da üzgün olmak ağır ! Neyse, sonra ağır ve hafif olan duygular diye ikiye ayırır irdeleriz bu konuyu;)
Aranıza dönüyorum post detaylarımla:)
Şapkalara sardım ben bu yıl. Çeşit çeşidini alıp dolabıma koyasım 'şapkasız çıkmam abi' diyesim var.
Zümrüt yeşili bu şapka ise son zamanlarda beni benden alanlardan. 
Siz şuan göremiyor olsanız da zümrüt küpelerim onun yol arkadaşları bugün. Pantolonumla kolyem nasıl yan yana mutlularsa çantam, ayakkabım ve bluzumla hırkam da öyle. Aile olmuş kombin parçalarından bahsediyorum size:)
Neyse uzatmak ne kadar adetimse de kesiyorum fotoğraflar vesilesiyle. Bakınız ben bıdı bıdı konuşurken onlar ardı sıra gelmişler bile:)
Sevgilerimle efenim sevgilerimle:):):)










Şapka: Mudo
Pantolon: Yargıcı
Bluz: Beymen Club
Hırka: Zara
Ayakkabı: Derimod
Çanta: Accessorize

13 Kasım 2013 Çarşamba

tomboy...

Yeni yeni akımların at koşturduğu bir dönemden selamlıyorum sizi, sayın Stileo takipçileri:)
konumuz tomboy yani erkek fatma bir diğer ismi ile de maskulen tarz:)
İstiyorum ki enine boyuna konuşalım bu konuyu, dökelim ortaya anılarımızı... 
Utanmayalım ya, barışalım o dönemle:):)
Mesela benim gibi küçükken judo sporuyla ilgilenmiş, bu ilgisinden kaynaklı gaza gelip tepesini attıran erkek arkadaşını ilk okulda dövmüş var mı aranızda, bilelim.
Gülmeyin ! evet hikaye ve şahıslar hayal ürünü değil tamamen gerçek napalım yaşadık:)
Hakikaten ya hanginiz hayatının bir döneminde erkek olmak istemedi ya da -şu dünyaya kız olarak gelmek varmış- yahu demedi. Tamam kabul ediyorum aranızdan dememiş olanlar çıkabilir ama ben erkek gibi davrandığım kısa da olsa bir dönemi hatırlıyorum. 
Hayır, kadın olmaktan şikayetçi değilim hakim bey yanlış anlamayın da, benim derdim tamamen modayla. 
Ne diyordum; seviyorum maskulen tarzı hem de oldum olası.
Kravat takmanın bir kadın için tek ve orijinal olduğu bir dönemden ışınlanıyorum günümüze.  Mesela mezuniyet fotoğrafım kravatlıydı. Demem o ki kanıt bile var :P
Yüz hatlarımın keskin, ara sıra da hal ve tavırlarımın sert olduğu doğrudur!  Ama bu benim içimde tombul bir civciv beslediğim gerçeğini gölgeleyemez...
Neyse uzatmadan özetliyorum; kadınlara oldukça yakıştırdığım bu tarz için tüm markalara göz atabilirsiniz! Eminim ki bu sezon, gönlünüzü fetheden parçalara bir yerlerde rastlayacaksınız. Ben mi? Ben tercihimi geçen yıl çoktan Machka'dan yapmıştım bile. Buyurun bakın beğenecek misiniz siz de... 

Kendini yeşil doğaya bir türlü salamamış moda sever ve bir blogger olarak, halıfleksin yeşil karesinin üzerinde durduğumu da belirtmeme gerek yok zannediyorum. Yeşillik bizim içimizde içimizde;)









 Bu arada -'Tombul sarı civciv!' sen dünyanın en tatlı unutulmayan evcil hayvanısın. (küçükken sarı tombul bir civcivim olduğunu anlamış olmalısınız) '
Pantolon ve üst: Machka
Manto: Machka
Gömlek: İpekyol
Ayakkabı: Hotiç
Çanta: Matraş
Saçlar: Yusuf:)

7 Kasım 2013 Perşembe

yaka iğnesi...

Yaka iğnesi kullanan var mı aranızda? 
Mesela neyi hatırlatır da size kullanır veya kullanmaz olursunuz?
Hangi renge yakışır mesela yaka iğnesi ve en çok hangi kombin elemanı sarıp sarmalar onu?
Yaka iğnesi denilince eskiden aklıma ören bayanın logosundaki bayan gelirdi:) Ve' benim saçlarım da öyle olana denk asla yaka iğnesi kullanmam' derdim:) 
Bordoyu lisede bolca giymek zorunda kaldığım için bordo ve gri ikilisine de hayatta sıcak bakmazdım.
İşte yine bir 'büyük lokma ye büyük laf etme' içerikli postumuza geldik sanki. 
Olsun post olsun da iğneden, laftan, lokmadan olsun;)
Ah unutmadan bir tespitimi daha paylaşayım. 
Her ne hikmetse şu aralar iç çamaşırı dükkanları dış giyim de tasarlar/üretir oldu farkında mısınız?Mesela vitrinine bir bakıyorsun; alt iç çamaşırı üstünde bir kazak!
'İstediğimde sıcak, istediğimde soğuk olurum' mu  demek istetiyor insana anlamıyorum:)
 İntimissimi de işte öyle bir marka.
Oradan geçen yıl 'emzirebilirim ki ben bu trikoyla' diyip üzerimde göreceğiniz yakası düğmeli bu elbiseyi almıştım.Malum havalar soğumaya başlayınca trikolar kıymete biniyor:) Ben de annemden kalma efsane bordo gömlekle yaka iğnesini bir araya getirdim. Anlayacağınız tek eksik ören bayan topuzum:) 
Bugün tüm danışanlar,  dostlar beğenince beni sizinle paylaşmadan edemedim. Neymiş;gri ve bordo böyle de yakışırmış birbirine ve insan yaka iğnesi de takarmış yeri geldiğinde;)
Sevgilerim, birinize değil hepinize<3











Sevgiler benden
yani
elvinodabaşıpekiyiden


6 Kasım 2013 Çarşamba

siyah gül

Orjinalindeki renklerin dışında severim bazı şeyleri, mesela gülleri. Nedense en koyu bordoyu yakıştırırım güle ben, bir de siyahı. Çizgiliye de keza öyle. Siyah ve beyazdır sanki çizgili kumaşların ederi... Ve illaki de tek renkle renklenmelidir niyeyse! Siyah da beyaz da bir renk değildir ya!
Skinny pantolon diyince topuklu ayakkabıyı, beyaz gömlek diyince de farklı tasarımları aklıma getiririm ben. Bir yerinde kumaş ya fazla olmalı beyaz gömleğin ya da eksik. Yılların klasiğini illaki de bozmalı yani, çıkarmalı sınırların dışına.
İşte tümmm bu düşüncelerimin kombinle bir araya geldiği posttur bu post. 
Tam da bu tezat postun şerefine topuz tepeden değil aşağıdadır ya...
Buyurun bakalım telefon fotoğraflarımıza:)




Beyaz Gömlek: Beymen
Skinny ve Hırka: Mango
Ayakkabı: Hotiç
Siyah gül: Accessorise
Saat: Hugo Boss











4 Kasım 2013 Pazartesi

oxblood, yani...


Bazı renklere takılı kalır ya insan işte öyleyim bu aralar. Kendimi bu rengin tonlarına bırakıyor ne alırsam artık bu renkten alıyorum. Oxblood yani kan kırmızısı/vampir kırmızısı/ kahve kırmızısı artık siz hangi betimlemeyi yakıştırıyorsanız halk dilinde bordo olan bu renge, öyle seslenin.Ama oxblood da fena değil hani:)
Farklı farklı renklerle uyumuna bayıldığım ama toz pembe ile ayrı bir sevdiğim halini anlatıyorum bu postta. Bebe yakayla sert mizacını kırdığım oxblood u payetlerle pullarla süslüyor sıcacık sunuyorum önünüze. Kombin hem kışa hem yaza dem vurur nitelikte. Bu güzel havalar da böyle bir muameleyi hak etmiyor mu sizce?
Hem bakalım başka kimlerin sempatisi varmış bu renge;)
Ha bu arada ADL belki de hiç kapısından şu zamana kadar girmediğim markalardan biridir. Dün bir girdik pir girdik. Gerçekten bir göz atın derim. Kim bilir belki sizin de renginiz veya kombin parçanız tahmin etmediğiniz bir markadadır. Cengiz Abazoğlu ADL nin ruhuna etki yapmış mı yapmış. Bu triko ise hakisi, vizonu, hardalı ve siyahıyla raflarda...









Triko: ADL
Etek: Bershka
Çorap: Calzedonia
Gömlek: Benetton
Ayakkabı: Replay
Saat: Burberry
Sevgiler benden
yani
elvinodabaşıpekiyiden