29 Haziran 2013 Cumartesi

çok, iyidir bazen:)

Sıcak mı sıcak bir cuma gününden herkese merhaba:) 
hem de gülücüklü merhaba
Çetin geçen gecelerimiz sonunda rayına oturdu artık her şey. Çünkü Mira'cık üstten de 2 diş patlattı. Kocaman 2 beyaz pirinç. Tüm gece çok nazik davrandı bana. Ne bir çekiştirme ne bir mızıldanma ne de ağlama(maşallahhhhh) Sabah da tüm huzuruyla mışıl mışıl uyudu, düşünün resmen uyandırmaya kıyamadım. Uyandığında ise bıdır bıdır , lıkır lıkır kendi kendine söylenmeye gülmeye başladı. Ayaklarını tutup ağzına yaklaştırmalar, alkış yapmalar falan resmen bir kutlama bir şenlik ki sormayın:):):)
 Yani özetle güne çok güzel başladım.
 İyi ki varsın be kızım, mira yıldızım:):):)
Bugün beyaz giyineceğim diye tutturdum. Hiç sade olmayan hatta -az çoktur- felsefesine inat taktım takıştırdım. Seviyorum bazen (tamam kabul, çoğunlukla) abartmayı. Özellikle beyaz lacivert bir araya gelince elime geçen deri ahşap ne varsa bir araya topluyorum. 
o nedenle başlık- az çoktur- değil bugün - çok, iyidir bazen- :) 
Sıcak pek dost değil bu kadar takıp takıştırmaya ama olsun kombin taşımak da o kadar kolay olmamalı değil mi? Bu arada bir takipçim ısrarla çıplak ayakla da çekim yapmamı istedi. Sanki bu gün onun için uygun bir gün diye düşünüyor ayaklarımı ayakkabılardan kurtarıyorum. Onlar şöyle kumsal, çim, deniz ister ama o günler de gelecek;)
Unutmadan; hepinize bebek gülücüklü kıkırdamalı kızım gibi lıkırdamalı bir hafta sonu diliyorum.
lıkır lıkır=mira







Napıyoruz? şöööyle bir toparlıyoruz:)








Ahşap kolye ve tahta bilezikler: Yargıcı (Geçmiş Sezon)
Kemerler: Yargıcı
Çanta: Club Beymen
Atlet: Zara
Pantolon: Zara Man:)
Yüzük: Zafer Beşikçi
Saat: Festina
Olmayan ayakkabılarım: ne önemi var ki görünmüyorlar:)

26 Haziran 2013 Çarşamba

şapkadan da çıkabilirim:)

Herkese kocaman bir merhabaaaaa
geçtiğimiz günlere değinmek istemiyorum çünkü artık konuşacak da yorum yapacak da halim kalmadı. Sadece mutluyum tek olmadığım için, umutluyum her şeye rağmen yarınlar için. Daha sıkı çalışacağım kızım için ve tüm çocuklar için. Güzel dilekler dileyeceğim geleceğimiz için. Ve yeniden post yazacağım (hem burada hem de http://elvininsadeceleri.blogspot.com/ ) en azından ardımda bırakmayı istediğim kendi kalemimden çıkan bir kaç gerçek satır için. 
Yazın, siz de yazın! Çünkü söz uçar yazı kalır. Hem yazdıklarınızdan da belki herkes değil ama bazıları alması gereken mesajı alır.
Şimdi geçelim mi konumuza?
Şapkanın altından başka şeyler çıksın isterdiniz belki ama bu seferlik ben çıktım. Ne bileyim bir tavşan ya da Mira fena olmazdı sanki? Şöyle boğum boğum güleç güleç. Oiyyy kızım 13 temmuzda bir yaşına giriyor a dostlar siz bunu biliyor muydunuz? Ben de 29 Temmuzda 31 ime. Yani kızımla aramda tam 30 yıl var:)
Şimdilik siz benimle idare ede durun ben de kombinimi bir iki satırla özetleyeyim. 
Üzerimde oldukça renkli bir elbise var bugün. İşte bu nedenle bol desenli elbise üzerinde saçlarım düz, ayakkabılarım renksiz, makyajım sıradan.
 Şapka mı o da geçmişten kalma bir yazdan:) 
Belki deniz isteyen ruhumuza iyi gelir diye düşündüm en azından!
Bilmiyorum işte böyle giyindim bugünlük. 
Sizi oldukça özlemişim bakalım bir daha ne zaman gelirmişim.
Not: Merak edenler, niye yazmadığımı ben söylemeden tahmin edenler, sosyal medyadan fikirlerime saygı gösterip beni hala sevenler iyi ki varsınız yahu, seviyorum sizi:)












 Şöööööyle bir toparlıyoruz o zaman;








Elbise: Zara (Eski Sezon)
Çanta: Nine West (Eski Sezon)
Ayakkabı: Nine West (Eski Sezon)
Şapka: Zara 
Saat: Candino Saphir
Zümrüt Yüzük: Zafer Beşikçi

3 Haziran 2013 Pazartesi

Kırmızı ve beyaz!

"Benim umuda, umut dolu cümlelere,
 umut yüklü bulutlara ve o bulutlardan akan yağmurlar altında ıslanmaya ihtiyacım var
insan olana, 
insana saygı duyana
dogaya, 
dogaya saygı duyana
ihtiyacım var.
Kızımı yetiştirebilme gücümü yitirmemem için bunları görmeye, işitmeye ihtiyacım var.
onu birilerine güvenmeye ihtiyacım var!
söyle bana gerçek olacaklarsa 
gerçeklerse söyle.
herkes güvenilirse söyle!
İçim?
neden kıyametler ortasında çığlık çığlığa sessizsin?
neden bu kadar çaresizsin?
bak yalnız da değilsin !
değil misin?
eğer değişmeyecekse bir şeyler,
buradan kalkıp gitmek her şeye değer
sen en azından kalk,
umutsuz cümleleri geride bırak yeter..."
diye yazmıştım 2 gün önce diğer bloğumda! burada da daha fazla kişiye ulaşsın diye yer veriyorum. Belki benim gibi hissedenler vardır diye. Madem bu bir moda bloğu, kıyafete de dem vuralım o zaman! Ama bu sefer mesajım diğer postlarımdan daha da anlamlı olsun.
Sembolikleşmiş olan bu harika fotoğraftaki, cesur kadının üzerindeki kıyafetten esinlenmeli diye düşünüyorum!
Bayrak renklerimizle aynı olması da ne güzel bir tesadüftür değil mi? Sanki baştan direnişin bu noktaya geleceğini bilirmişçesine bir olalım dermişçesine...
Doğa için,  ağaç için başlayan direnişin geldiği noktayı ve artık anlatmaya çalıştığımızı düşündüğümüzde oldukça anlamlı geliyor bana bu iki renk;
 Kırmızı ve beyaz


DİRENİŞE DEVAM!!!
sevgiler, saygılar ve destekler benden
yani
elvin odabaşı pekiyi'den