12 Ekim 2011 Çarşamba

Gün Pazar,Etkinlik Brunch,Kıyafet Secimi???

Geçtiğimiz pazar bir Brunch düzenlendi Ankara Rixos Grand Otelde. Brunch BESVAK için düzenleniyordu. Yani Prof Dr. Ayşe Baysal Beslenme Eğitimi ve Araştırma Vakfı adına. Vakıf Sevgili ve Saygıdeğer Prof Dr Ayşe Baysal tarafından 2002 yılında kurulmuş. Amacı tabi ki dar gelirli beslenme ve diyetetik öğrencilerine burs sağlamak ve bölümün gelişmesine katkı sağlamak. Diyeceksiniz senin bu önemli vakıfla ne alakan var. Ben gizli diyetisyenim de ondan:) Tabi ki değil.Biliyorsunuz diğer işim işte bu:)   http://www.formeo.com.tr/ekibimiz/10/formeo-idari-mali-isler-yon-elvin-odaba.html Hem bu nedenle hem de manevi bir ayrıcalığı nedeniyle BESVAK benim için inanılmaz önemli. Çünkü misyonu çok değerli.Mutlaka destek olunması gerektiğini düşünüyorum.
Gelelim bloğumla alakalı olan kısmına:)

Tabi ki günü ve kişileri tek tek fotoğraflamam mümkün değildi. Çünkü katılımımın amacı tamamen destek vermek ve orada olmaktan keyif almaktan ibaretti.Bu nedenle bir look oluşturamadım sizlere. Ama Sevgili Elif ŞEN sayesinde elime geçen fotoğraflardan hem kendi seçimlerimi hem de etrafımdaki bayanlar tarafından yapılmış olan seçimleri masa üstüne yatıracağım:) Buyurunuz otelin fotoğrafçısının çektiği karelerden bir kaçı...

Brunch diyince akla bir de pazar günüyse hemen kıyafet olarak kot pantolon geliyor nedense.Gerçi benim hiç gelmez ama sanırım kot böyle günler için kolaylık yaratan bir seçenek. Bir de üst beden için seçilen beyaz gömlekler,bluzlar var. Bu brunch da hafta sonu olması nedeniyle kot pantolon ve beyaz üst seçimleriyle doluydu:) Bakınız tam da bahsettiğim gibi değil mi? Bu arada gerçekten beyaz güzel bir renk ve sanırım yakışmayan insan yok...
İnanın brunch da her yer kadındı neredeyse. Tahiminim 140 kadın 10 erkek vardı:) Bu kadar kadın yoğunluğunun olduğu bir meslek grubunda tabi ki şıklık kolgeziyor:) Bu nedenle daha dikkatli olmak gerekiyor...Kadın yoğunluklu bir davete katılıyorsanız siz siz olun mutlaka şık giyinin. Tabi ki şıklıktan kastım allanmak pullanmak değil:) Beni tanıyanlar az çok anlamıştır kastettiğim şıklığın dozajını.

Mesela Prof Dr. Ayşe Baysal o gün çok güzel asil bir renk tercihi yapmıştı siyah takımın içersine. Tam konumuna yönelik bir seçimdi. Mor tarihte hep asalet ve zarafeti temsil eden renk olarak geçer. İşte bu yüzden Ayşe Hocamıza mor renk çok yakışmıştı:)

Sevgili ablacığım ise tercihini beyaz şık bir gömlekle narçiçeği pantolondan yana kullanmıştı. Kemerindeki fiyonk ayakkabılarındaki ile uyum içerisindeydi. Gömleğinin modeline ise gerçekten bayıldım;)


 Duygu dolu anlar da yaşandı tabi ki... Teşekkürler Ayşe Hocam yetiştirdiğin bu güzel insan için, sağladığın tüm öğretiler için. İyi ki varsın....
Kıyafetimize bir de yakından bir göz atalım,Fotoğraflar için ise kusura bakmayalım:)
Peki nasıl kıyafetler renkler seçmeliyiz böyle günlerde?
Bana kalırsa canlı renklerden yana olmalı seçimleriniz. Çünkü o gün pazar, çünkü en enerjik olacağınız gün. İzlemlerime göre pazar günü çok özensiz giyinenlerin pazartesi gününe yani iş gününe tam olarak adapte olamadığı yönünde. Bu nedenle her gününüz özen dolu olsun. Seçimleriniz spor ya da klasik olsa dahi.Bahsettiğim konunun temeli aslında stil sahibi olmaya dayanıyor. Çünkü eğer stil sahibiyseniz her gün stilinizin izlerini taşırsınız üzerinizde.
Benim o gün seçtiklerim yukarıda da gördüğünüz gibi oldukça renkliydi...

Kimilerine göre oldukça renkli gelebilir fakat her ikisi de bu yılın moda renklerinden.
Sizce de iddalı ve enerjik değil mi:)
Gömlek:Massimo Dutti (bu sezon),Pantolon CBeymen(geçen sezon)

Soldan sağa bakarsak; evet, siyah bir elbisenin altına seçilen siyah çorap gayet yerinde bir tercih. Rengin aksesuarda kullanılması zaten biliyorsunuz hep önerdiklerimden. Yani sevgili Suzan'cığım da çok çok yeirnde bir tercih yapmış. İncecşk topuklu hardal sarısı süet ayakkabılarına ise bayıldım:)
Sanki biz böyle yanyana gayet güzel durmuşuz...

Dr.Elif ŞEN, kendisi Prof. Dr. Ayşe BAYSAL'ın kızı ve BESVAK ın yönetim kurulu üyesi. Bu brunch için kendisine buradan da teşekkür ederim. Ve tatlı izniyle kıyafetini değerlendirmek isterim:)
Elif Hanım'ın, hem konuşmacı olacağı için hem de günün anlam ve önemine istinaden seçtiği kıyafetini çok beğendim. Zarafet anneden kıza da geçiyor zannederim. Bir bütün olarak seçtiği elbise, renk, aksesuar ve saç taraması çok şıktı. O güzel güler yüzü ise zaten gün boyu eksik olmadı.
Her Yıl yapılması planlanan vakıf organizasyonunu tim diyetisyenlerin desteklemesini diliyorum.
Çok şıktınız bayanlar, bir kaç istisna hariç tüm bayanlar;)
Nice organizasyonlara:):):)
Sevgiler benden
elvinodabaşıpekiyiden

10 Ekim 2011 Pazartesi

moda geçer, bazen de geriye stil degil gülmek kalır:)

Geçenlerde ablamlara gittik; güzel bir yemek, güzel bir sohbet ve ardından bir kahve-çikolata keyfi. Kahve çikolata her daim kararınca hayatımızda;) Beni tanıyanlar bilir, aslında kahve hiç içmem ben. Sadece kahvemi ablamla tüketmeyi severim de ondan. Sanki kahve sadece ablayla içilir gibi bir görüşüm var. Sanırım kendisi kahveden çok keyif aldığı için o keyfi birlikte içtiği kişiye de yansıtıyor ve böylece kahve sevmeyen biri bile kırk yıllık hatırı uğruna olmasa da keyfi uğruna kahve içiyor:) Tıpkı benim gibi...
Çok güldük inanın o gece. Eğlenmek için yaptığımız bir diğer şey de eski fotoğraflarımıza bakmak ve dönemlerin moda kıyafetlerini eleştirmek, değerlendirmek oldu. Moda hayatımıza gülmemizi sağlamak için de dahil oluyor anlayacağınız. 70 ler 80 ler 90 lar derken bir baktık 2000 li yılların başları da çok iç açıcı değil:) Her ne olursa olsun insan sanırım eski halini beğenmiyor. E ne diye gençliğini özlüyor o zaman diyeceksiniz. Sanırım özlenen şey sohbetler muhabbetler yaşanılanlar:)Gelen gideni aratmıyor olsa da her birinin yeri ayrı sanırım. Hem ayrı olmasa biz o kadar güler miydik eski hallerimize:):)
Sonuç olarak;
Fotoğraflara önem verin mutlaka
Modaya da tabi ki:)
Ama en çok da beraber geçirilen anlarınıza...
Çünkü asıl onlar hatıralardan kazınmayan. Moda ise o anları tamamlayan, fotoğraflar da diğer yıllara geldiğinizde yaşanılanları kanıtlayan...
Hepimize güzel güzel anlar yaşatsın zaman, hiç bir zaman unutulmayan...
sevgiler benden
yani
elvinodabaşıpekiyiden...
Fotoğraflarda görüldüğü üzere bir hayli değişmişim:) Yıl zannederim Mart 2009 dolayları...Dikkat ederseniz üzerimde de en sevdiğim gömleğim;)

6 Ekim 2011 Perşembe

saks mavisi ile acı kahvenin uyumu...

Yihuu sonunda botlarıma kavuştum. Zaten hep benimdiler ama yazın gelmesiyle rafa kaldırdığım botlarım artık yerlerini almaya başladı. Yeri ise tabi ki onunla uyumlu kıyafetlerimin yanı:) Bakalım siz beğenecek misiniz?
 Her giyindiğimde beğeni toplayan bu botlarımı dışarıda giyinebilmek tabi ki pek mümkün değil. Neden? Çünkü ben Çankaya'da oturuyor ve de çalışıyorum. Ankara'yı ve Çankaya'yı bilenler bilir; öyle topuğunuz bir taşa denk gelmeden yürümeniz pek imkan dahilinde değildir. Zaten ben de iş dışında takıyorum ayaklarıma düz taban botlarımı, hal böyleyken seviyorum çankaya yollarını:):):)

Bu gün sizlere uzun zamandır kendimle ilgili yani bayan kıyafetleri ve önerileriyle ilgili yazı yazamamış fotoğraf paylaşamamış bir bloggerın utancıyla acilinden diyeceklerimi diyip anlatacaklarımı şekiller üzerinde anlatacağım...
Saks mavisi bu yılın kışını renklendirmek adına kullanılacak renklerden. Ben ise oldukça severim bu rengi. Çünkü siyahla kombini ayrı,kremle kombini ayrı kahveyle kombini ayrı oluyor...
Bugün ise üzerimde kahverengi ile kombinlenmiş halini göreceksiniz. Doğruyu söylemek gerekirse kahveyle kombinini ilk bugün denedim fena olmadı gibi sanki, Sizce?

Üzerine soğuk hava koşullarına önlem amaçlı almış olduğum bu uzun tiriko hırka rengi sayesinde elbisenin renginin daha çok ortaya çıkmasına neden oldu. Ben elbisenin hırkalı halini de hırkasız halini de beğendim.
 Boynumda görmüş olduğunuz kolye ise zaten tanıdık gelecektir. Daha önceden de takınmıştım. Rengi ile çoraplarımın uyumu hem spor hem şık bir görüntü yakalamamı sağladı. Zaten botlarımla olan uyumu tartışılmaz gibi görünüyor:)

Tabi bir de bu kıyafetle ceket seçimi nasıl olmalı ve çanta olarak ne tercih ettim onları görselleyelim:)

İtiraf ediyorum ben bir deriseverim:) Özellikle koyu kahve derinin; kıyafetlere ve aksesuarlara çok yakıştığını düşünüyorum. Bilmiyorum belki de bana öyle geliyordur;) Ama karar vermeden bir bakar mısınız?:)
 Bu çantamı sevgili,zevkli kocacığım geçen yıl yılbaşında almıştı. Çokkk seviyorummmm evet kocacığımı da çantamı da. Her ne kadar boynumdaki fıtık nedeniyle ağır ve büyük çanta taşıyamasamda sıklıkla kullanmaya çalışıyorum bu çok sevdiğim çantamı:) Bu arada bence unisex bir çanta. Yani erkeklerde böyle çantaları deri ayrıntılı trençkotlarıyla kullanabilirler.Şüphesiz çok yakışacaktır, sizce?
Geldik bugünki yazımızın da sonuna. Bitirmeden önce yazımla pek alakası olmayan bir paylaşımda bulunacağım.
Okumakta geç kaldığımı düşündüğüm bir kitap var bu sıralar yatmadan önce elimde. İçinde şöyle bir satır var beni çok etkileyen. 'Ölüm, hayatları sonlandırabilir ama ilişkileri ve hissedilenleri asla...'Tamam biraz değiştirmiş olabilirim:) ama anlatmak istediğimiz aynı, paylaşmak istedim. Sevdiğimiz insanları kaybedebiliriz bedenen ama onlarla yaşadıklarımızı onlara karşı olan hislerimizi değiştirmiyor bu durum. Hayatımızın bir parçası olan bu kayıpları belki de yaşanılabilir dayanılabilir kılan da bu.
Sizce de öyle değil mi?
Sevgiler benden
elvin odabaşı pekiyiden...

5 Ekim 2011 Çarşamba

Kareli gömlekle kravat

Bugün sizlerle dün bahsetmiş olduğum ve paylaşacağımı söylediğim kombinasyondan bahsedeyim diyorum. Tabi ki bayanlar için de ilerleyen saatlerde önerilerim olacak. Bu seferlik önden bayanlar değil izninizle baylar:)
Kareli gömlek ve kravatlar oldukça moda son zamanlarda. Öyle her kesin de tercih ettiği bir kombinasyon değil kabul ediyorum. Tek ama tek önerim lütfen kravat seçimlerinizi düz kravatlardan yana kullanın. Tabi ince olması da diğer önemli unsur. Yoksa renk olarak özgür olabilirsiniz bence bir sıkıntı yok:)


Zaten hepimiz farkındayız havalar oldukça soğudu. E memleketimin güzel başkenti Ankara'da ise serinlik aldı ve yürüdü.Bu nedenle hem trikolar hem de ceketler, kısa montlar,parkalar ve de şık trençkotlar dolaplarımızda yerlerini aldı. Hala bir trençkot edinmediyseniz elinizi çabuk tutun derim.
Fotoğraflardan anlaşıldığı gibi böyle bir gömlek triko ceket üçlüsünün altına spor bir pantolon ve ayakkabı seçmek uyumu kesinlikle bozmayacak bilakis destekleyecektir. Bence gayet güzel seçimler...
Kot seçiminde dikkat etmemiz gereken bence artık serin havalar nedeniyle rengi.Özellikle bu gri mavi havalara uygun olacak en güzel renk ikilisi ise yine gri ve koyu mavi diye düşünüyorum.
Skinny kotlar erkek giyiminde de yine ön sıralarda yerini alıyor. Peki herkese uygun bir kesim mi? Sanırım hayır. Eğer ince yapılı ve bacak boyu bel boyuna göre daha kısa bir beyseniz tercihiniz bu tarz kesimlerden yana olabilir. Ama bacak kalınlığınız oldukça ince uzun ise tercihinizi vücudunuza yapışmayan pantolon kesimlerinden yana kullanın. Dar kesimleri ise üst bedenlerinize saklayın.

Converseler ise bu havalarda hem spor hem de şık bir görüntü sağlarken ayrıca rahatlığı da bereberinde getiriyor. Mutlaka siyah bir converse edinin derim;)
Bu trikoda bu yıl dirsekli trikolar gibi beğenimi toplayanlar arasında. Aslında bir hırka olan bu trikoyu farklı farklı kullanmak mümkün. İçine giyilen gömleğe göre kullanım şeklini belirleyebilirsiniz. Yine ZARA MAN a sevgiler:)


Umarım beğeninizi toplamışızdır beyler.
Sırada bayanlar olsa da, bugünlük önden buyurun beyler:)
Elvin Odabaşı Pekiyi'den ise sevgiler

4 Ekim 2011 Salı

simdi de bir gilman bir huri...

Aslında hep ilgiliydim erkek giyimiyle ama bu kadar yazdıklarımın, paylaştıklarımın rağbet göreceğini zannetmemiştim:)Geçenlerde birkaç look paylaşmıştım hatırlarsınız,oldukça ilgi gördü ve devam ettirme kararı aldım.Yarın yeni bir look daha geliyor:) Zaten biliyorsunuz kaç zamandır asıl ilgimin erkek kıyafetleri olduğunu söylüyorum.
İşte tam da bu konu üzerindeyken bugün okuduğum bir röportajdan bahsedeceğim.
HATİCE GÖKÇE.Bu işin duayenlerinden. Kendini erkek modasına adamış bir isim. Şimdilerde kadınlara yönelik çalışmaları olsa da onun için erkeğin yeri hep ayrı olacak gibi görünüyor. Bu yıl ki İstanbul Fashion Week etkinliğine, cennetin erkek hizmetkârları anlamına gelen GILMAN konseptini taşıyan tasarımları ile katıldı.Oldukça gösterişli kıyafetler ile yine oldukça şahane bir sunumdu.İlk bakıldığında tabi ki öyle sokakta giyinilecek türden kıyafetler değil. Ama oldukça iddaalı diye düşünüyorum. Ellerine sağlık demekten ise kendimi alamıyorum.
Bu arada GİLMAN bildiğimiz hurinin tam karşılığı. Erkek profilini daha iyi bilmek adına içinde Türk erkeği profili yarattığı bir tez hazırlıyormuş kendisi. Hatice Gökçe'yi benim gibi takip edenler belki bilirler hep şöyle bir görüşü vardır. 'Bir İngiliz bir İtalyan tanımı var erkek modasında ama biliyoruz ki bir Türk tanımı maalesef yok.' Şimdi bazılarınız diyecek neden yokmuş. Ne oldu bizim giyindiğimiz kıyafetlere... Var mı düşünün bir bakalım:)Ben düşündüm de aklıma gelenler pek de iç açıcı değil...
Tümünü kıyafet devriminden sonra dışarıdan almışız.Aksesuarlar,kesimler,kombinler... Ben kendisine koşulsuz, eleştirisiz katılıyorum. Ve çalışmalarını özenle takip ediyorum. Tamam GİLMAN'ın asıl beni cezbeden yanı tasarımlardan çok ismi diyebilirim. Bir de podyumda yer alışları. Belki çoğunuzun rağbet edeceği, gardırobunda mutlaka yer vereceği parçalardan değil ama bunun nedeni tamamen sıradışı ve gösterişli olmaları. Bu arada bu tasarımlarda yaka,düğme kullanılmamış dip not olarak geçmeliyim.
Hatice Gökçe'nin özellikle koleksiyonlarına bulduğu dikkat çekici isimleri merak ettiğim gerçeğini de sizlerden saklamayacağım. Ne diyelim darısı Stileo'nun Aslanları'na ve onlar için tasarlayacağım koleksiyonlarıma:)
Elvin Odabaşı Pekiyi