Herkese güzel bir pazartesi gününden merhaba
bugün sizlere bir markadan bahsedeceğim. Beni oldukça büyüleyen bir marka!
Hikayesi, pazarlama taktiği, kullandığı sloganlar aslında kullandığı her bir detay beni oldukça büyüledi. Sizlerle de paylaşmak istedim ve tabi ki bir kombinle o markadan en sevdiğim aksesuarı kırmızılarla size sunmak istedim.
Kombinimiz tümden kırmızı! Peki neden?
Sevgililer günü de yaklaşıyor fakat benim mesajım; cık bu değil;)
Markamız;
MONT BLANC!
Efsane kalemlerin markası...
'Verba volant, scripta manent' yani 'söz uçar yazı kalır' demiş eski Romalı bilgeler.
Okuduğum yazıda; yazıları ölümsüzleştirmenin yollarından birinin; onları ölümsüz kalem markaları ile yazmak olduğu yer alıyordu.
Bu söz beni öyle etkiledi ki 'vay be bir bakalım onun hakkında bilmediklerim var mıymış' dedim.Bir araştırdım ki, hakikaten de varmış. Şimdi öğrendiklerimi size de aktarıyorum hem de bildiklerimle ve dileklerimle harmanlayarak;)
Siz de bilirsiniz 1900 lü yılların başlarında yazı yazmak için masa başına oturanlar ancak mürekkep hokkasına batırılıp yazan tüy uçlu kalemlerle yazılarını yazabiliyorlardı. Dolmakalemler sadece ve sadece çok zengin kesim için var olmuşlardı
Bu duruma çok içlenen Hamburglu Alman halksever kırtasiyeci Claus Johannes amca, 1906 yılında yanına bir kaç arkadaşını da alarak dolmakalem imalatına başladı. Şirketlerinin adını Simplo (Simple= Basit) koyan faydasever girişimcilerimiz siyah, düz, kırmızı kapaklı,hazneli kalemler üretmeye başladılar. Sonracıma 1910 lu yıllarda kapaktaki kırmızı rengin yerini 6 köşeli beyaz bir yıldızla değiştirdiler ve tarihin en değerli en ünlü kalem markası yaratılmış oldu.
Bitmediiii
Bir toplantı sırasında beyin fırtınası yaparlarken( ben öyle hayal ettim)kapağın tepesindeki yıldız bir dağın zirvesindeki buzula benzetilince kaleme Avrupa'nın en yüksek dağı olan Montblanc'ın ismi verildi.
Tabi bu isim şirketin üstün kalite ürünler sunma ve üstün kaliteli bir hedef kitle için ürün ürettiğinin göstergesini gayet güzelce temsil ediyordu. 1920'lerin sonlarında Montblanc kalemleri 60 tan fazla ülkede satılmaya başladı. Markanın 1924'lerde üretilmeye başlanan ve hala elde üretilen Meisterstück (usta işi) markalı dolmakalemlerinin Guiness Rekorlar Kitabına adını yazdırmışlığı bile var. Bakar mısınız özgeçmişe:) Daha ne olsun dedirtircesine...
Yazılana göre üzerinde değerli taşlar ve 18 karatlık altın kullanılmasıyla Dünya'nın en pahalı kalemi olma ünvanını almış.
Vay be dediğinizi duyar gibiyim:)
Şimdilerde cüzdan, kartvizitlik, çanta, saat, ajanda, mousepad de üreten Montblanc işte böyle de bir evreden geçmiş.
Aslına bakarsanız doğru iş doğru zamanda yapılırsa ve hedef kitleye ulaşırsa; aynı zamanda da kaliteden de ödün vermezse başarılı olmaması imkansız. Tam da işlerle ilgili oldukça yoğun ve değerli bir süreçten geçerken nedense elim bu kaleme gitti. Tepesindeki o yıldız sanki en yüksek dağın tepesine çıkmışım gibi hissettirdi. Kırmızı ise asaleti ve dikkat uyarısı vermesiyle bana vermesi gereken mesajı çoktan vermiş gibiydi. O 6 köşeli yıldız ise tıpkı yıllar önceki o toplantıda parladığı gibi gözüme takılmıştı.
Bu bir tesadüf müydü, sanırım değildi!
Yakında yapacaklarımızda ve yapıyor olduklarımızda bir hayır vardı. Yoksa elim bu kalemi asla tutmazdı:):):)
Dınım dınım dınım(gerilim müziği bu!)
Demem o ki bir gün kalemine güvendiğiniz birine bir kalem alacaksanız mutlaka bu markadan bir kalem alın. Bana göre de taşı tıpkı benim elimdeki gibi mutlaka kırmızı olsun!
Böylece markanın ilk üreticilerine ve bu büyük başarılarına selam durmuş da olursunuz;)
Benden kendilerine büyük selam olsun...
Buyurun bakalım, kombinimi umarım beğenirsiniz
Niyeyse fotoğraflarda iki ayrı tonlama kullanmak istedim. Artık dikkatinizi hangisi çekerse:)
Kombinimi başta ablam olmak üzere tüm başarılı İş kadınlarına aslında tüm çalışan kadınlara armağan ediyorum:)
Sevgiler benden
yani
elvinodabaşıpekiyiden
Elbise: Jus De Pommes